Bakanlar Kurulu'nun glikoz olarak bilinen nişasta bazlı şekerler için yıllık 244 bin 400 tonluk kotayı yüzde 38 oranında artırması sanayiciyi isyan ettirdi. Türkiye'de glikozun iç piyasaya satışının yüzde 90'ının iki yabancı firmanın tekelinde olduğunu söyleyen İstanbul İhracatçı Birlikleri ve Şekerleme ve Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Zekeriya Mete, "Bu imtiyaz hainliktir" derken, glikoz üreticisi Ak Nişasta Genel Müdürü Sübet Çiçek de tüketicinin kotalar nedeniyle 500 milyon lira zarara uğradığını savundu. Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ise Şeker Kurumu üyelerine tazminat davası açacaklarını belirtti.
Şekerleme sektörünün en önemli hammaddeleri arasında nişasta bazlı şeker (NBŞ) konusu tartışma yaratmaya devam ediyor. NBŞ, 2002 yılında getirilen bir kanunla Türkiye'de Bakanlar Kurulu'nun belirlediği kota kadar üretilebiliyor. Kurul, her yıl bu kotayı yüzde 50 kadar artırma yetkisine sahip. Ayrıca üretim ve iç piyasaya satış yapma yetkisi 5 firma ile sınırlandırılmış durumda. Diğer üretici firmalar ise sadece yurtdışına satış yapabiliyor.
Şekerleme sektörü hem bu kotanın varlığına hem de üretimin sadece belirli firmaların imtiyazına bırakılmasına şiddetle karşı çıkıyor.
"Kalmışız yabancı şirketlerin eline..."
İstanbul İhracatçı Birlikleri ve Şekerleme ve Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Zekeriya Mete, kanunun 2001 yılında çıkarıldığını ve çıkaranlar kadar değiştirmeyenlerin de suçlu olduğunu belirtti. İç piyasanın yüzde 90'ının iki tane yabancı firmanın elinde olduğunu iddia eden Mete, "Kalmışız yabancı şirketlerin eline... Biz bu kapütülasyonlardan çok rahatsızız. Ben bu maliyeti sanayicinin sırtına yükleyen ve bir iki şirket nemalansın diye peşkeş çeken bürokratlara isyan ediyorum. Bu adaletsizliğin artık bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Avrupa Birliği diyoruz, her şeyi buna uydurmaya çalışıyoruz ama AB'de kota diye bir şey yok. İsteyen firma istediği kadar üretip kendi piyasasında satabiliyor."
Sanayicinin belirli ürünlerde NBŞ'yi kullanmak zorunda olduğuna dikkat çeken Mete, "Buna kota koyunca toz şeker fiyatındaki artışla birlikte NBŞ'nin de fiyatı yükseliyor. O zaman bizim maliyetlerimiz artıyor ve ihracatta rakiplerimizle baş etmekte zorlanıyoruz. Eğer bu kotalar kalkar ve üretim serbestleşirse çok daha hızlı gideceğiz. Türkiye cari açığı azaltıcı yeni yatırımlar yerine bürokratların elinde oyuncak olmuş bu sektörlere baksın önce" dedi.
İmtiyazın arkasında kim var?
NBŞ'ye neden kota koyulduğu ve neden bazı firmaların tekeline bırakıldığı konusunu bir türlü anlayamadıklarını söyleyen Mete, "Bu konuda Başbakan'a doğru bilgi vermeyen yöneticiler de suçlu. Bürokratların yaptığı kabul edilebilir bişey değil. Dünyanın hiç bir yerinde firmalar imtiyazla korunmaz. Bu imtiyazın arkasında kim var, kimler var? Türk sanayicisinin elinden lokmasını alan kim varsa ben bunu hainlik olarak görüyorum. Bu paralar fakir fukaranın cebinden çıkıyor" diye konuştu.
Comments[ 0 ]
Yorum Gönder